Ali Ekber ATAŞ
söyle attila dünya ozanı (*)
attila josef’e
söyle attila acının lav yatağı
ölümlerden kav mı taşır
katar katar turnalar insandaki ormana
çarpanlarına mı ayrıldın
ölümün kütüğünden kara tren geçerken
ah ninatta içimin aşk tableti güneşimin hitit bahtı
mısır değirmeninde kleo pişirip iskender’le işi
fravun’u övütmek çoban musa’ya düştü
ne iskenderiye kaldı ne denizde feneri
ramses’i unutmadık gömdük içimize kadeş’i
hattuşaş tabletlerini yazanım bil ki
iskender doğmamıştı henüz
söyle attila hüznün baladı
hangi günün batımı doğurmadı ki sabahı
bu sessiz coğrafyanın ilamı eylül olsun
şiirler uç verir umutlara al yanaklı
attila annesizliğin bozlağı umudun macargil hali
hat boylarında tutuşturup yasını
acının zeytin türküsünü bizimle sesledin
annesiz büyümeme ömür ekledin
söyle attila nar içi şavkım
ölümün nuh zamanı mı ki biz ona biat edelim
dağlarca bir ağrının türkçe sesleriydik biz
nuh’tan evvel anadolu’da
tufandan sonra şiir gemisindeyiz
boşluğa itip dünyayı müebbetlik döndürdük
fakat josef attila dünya ozanı
evrenle ölçülmek varken serde
sırası değil ağlamanın susmanın asla
şairgen yaşamından anladım
yeşerdi adım adım ölüme yürüyüşün
22 kasım 2009-21 şubat 2010/Kartal
(*) Sincan İstasyonu Mayıs 2010 sayısında yayımlandı
20 Mayıs 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder